Abortuslar (Düşükler)

Gebelerde kanama oldukça sık görülen bir durumdur. Plasenta oluşumunda ve erken gebelik gelişiminde akıntı şeklindeki kanamayla çok sık karşılaşılır. Gebelik saptandıktan sonra oluşan belirgin kanama düşüğün en önemli belirtisidir.Tüm gebeliklerin % 25 kadarında kanama yaşanabilir.

 Kanaması olan tüm gebeler Düşük Tehdidi (Abortus İmminens) olarak kabul edilir. Böyle bir durumda bebeğin ve gebeliğin durumu değerlendirilmelidir. Ultrason ile bebeğin yaşayıp yaşamadığı belirlenmeli, gelişmesi, gebelik kesesinin özellikleri, kanama odağı, çoğul gebelik olup olmadığı ve belirgin başka bir hastalık (Dış Gebelik, Myom, Kist, Rahim Yapı Bozukluğu), veya bulgu olup olmadığı incelenmelidir. Bebeğin (Fetal) kalp atışlarının varlığı gebelik kaybı olasılığını çok azaltır

Gebeliğin 20. haftadan önce ve 500 gr. altında, yaşam olasılığı elde edilemeden kaybedilmesine abortus (düşük) denir. Yumurtanın spermle birleşmesinden sonra kadınların %30 kadarında adet gecikmesi olmadan gebelik kaybedilir. Bu kayıplar çoğu zaman fark edilmeden yaşanır. 12. haftaya kadar ise %20 kadarında gebelik kaybedilir.

Abortus İmminens: Düşük Tehdidi, erken gebelikte kanama,

Abortus İnsipiyens: Kaçınılmaz düşük, düşüğün durdurulamayacağını gösterir. Kanama ve şiddetli ağrı ile birlikte rahim ağzında (serviks) açılma sonrasında düşüğün kaçınılmaz hale gelmesi. 

Abortus inkompletus: Eksik düşük, gebeliğin bir kısmının atılamadığı ve rahim içinde kaldığı durumdur.

 

Abortus kompletus: Tam düşük, fetus ve plasentanın rahimden tamamen atılmasıdır.

 Elektif abortus: İsteğe bağlı gebelik sonlandırma, rahim tahliyesi.  
 Kimyasal gebelik: Adet gecikmesi olmadan ve gebeliğin gelişemeden kaybedilmesi
Tekrarlayan düşükler (Habitüel abortus): 2 ve daha fazla gebelik kaybı

Boş gebelik (blighted ovum, anembriyonik gebelik): Plasenta ve amnion gelişirken fetusun gelişmemesi
 Missed abortus (Farkedilmemiş düşük): Fetusun yaşamının sonlandığı fark edilmeyip gebeliğin devam etmesi.

Abortusların çoğu yaşamla bağdaşmayan kromozom anomalisine bağlıdır ve engellenemez. Önemli bir kısmında bebek yaşamadığı için düşük gerçekleşir. Anne yaşı ilerledikçe sıklığı artar. Düşüklerin bir kısmında alınan materyelin genetik incelemesi ile sorun anlaşılabilmektedir.

Ultrason düşük riski konusunda bilgilendirme açısından yararlıdır. 

 

Dış (Ektopik) Gebelik

 

Gebeliğin rahim iç yüzeyi (endometrium) dışında herhangi bir yere yuvalanmasıdır. Tanıdaki gelişmeler sayesinde artmasına karşın hastaların karşı karşıya olduğu risk azalmaktadır.

Hastaya ve bebeğe (Embryo) bağlı etkenler ileri sürülmektedir. Gebeliğin rahim içi dokusuna (Endometrium) ulaşmasını engelleyen kısmi tıkanıklıklar ve erken yuvalanmasına neden olabilecek kalıtsal faktörler nedeniyle gelişir. Dış gebeliklerde tüplerde geçirilmiş enfeksiyon ve cerrahi girişimler sonucu olabilecek yapı bozukluklarına rastlanır.

Gebeliğin tüplerde damar yapılarını ele geçirmesi bölgesel kanamalara ve sonra batına dağılabilecek kanamalara neden olur. Bu tür ciddi kanamalar genellikle 6. Gebelik haftasından sonra gelişir ve dış gebeliğin yerleşimine göre farklı haftalarda olabilir.

Dış Gebelikte hastalarda en sık ağrı, adet gecikmesi, kanama, baş dönmesi gibi yakınmalar görülür.

Ektopik gebelik gebeliğe bağlı kadın ölümlerinin en önemli nedenlerindendir. Erken tanı ile risk çok azalmaktadır. Tanıda ilk yeri gebelik hormonu (hCG) tetkikleri almaktadır. Bunun yanında serum progesteron ölçümü de tanıda yararlıdır. Plato çizen hCG seviyeleri ektopik gebeliğin en güçlü belirtecidir. Vaginal ultrason ile daha erken gebelikte rahim içinde gebelik kesesi görülebilir.

Metotreksat ile tedavi sağlanabilir, yanıt alınamayan olgularda laparoskopi veya bazı acil durumlarda açık ameliyat gerekmektedir.